Çambükü köyünde köylüler tarafından kullanılan meranın yaklaşık 800 dönümlük kısmına OSB yapılması için başlatılan çalışmalar devam ediyor.
Hayvancılık ve tarımla geçinen köylüler, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’a seslenerek yardım istedi.
Soğuk havaya rağmen mücadelelerine devam eden kadınlar ateş yakarak ısındı.
Tarlalarının yok edildiğini dile getiren köylü kadınlar, OSB yapılırsa hayvanlarına bakamayacaklarını ve kesime göndereceklerini söyledi.
“HAYVANLARIMI KESİME GÖNDERECEĞİM”
Güler Yılmaz adlı köylü kadını yılarca merada ekip biçtiğini ve hayvanlarını otlattığını belirterek, şöyle konuştu:
*200 küçükbaş, 10 büyükbaş hayvanım sahibiyim. Yıllarca bu toprakları ekip biçtim, hayvanlarımı otlattığım çimenler telef oldu. 30 ceviz, 10 elma ağacım kesildi, yerle bir edildi.
*Bu hayvancılık bu köyde biterse hayvanlarımın hepsini kesime yolluyorum. Mutlu olsunlar. Söyleyecek bir kelime bulamıyorum. Yazıklar olsun bizi bu hale getirenlere.
“BU AĞAÇLARA AVUÇLARIMIZLA SU TAŞIDIK”
İş makineleri tarafından tahrip edilen tarlasının ortasına oturan yaşlı bir köylü kadını ise,
“Malımızın (hayvanlar) yayılacağı yeri yaylımını böyle ettiler. Biz bu ağaçları nelerle büyüttük. Avucumuzla su götürdük. Yonca tarlamı, mısır tarlamı kazıdılar. Mağdur durumda kaldık. Büyüklerimizden bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Devletimizin yine yanındayız. Yapmayın etmeyin dedik, askerlerle çıkışamadık” diye konuştu.
Emine Erdoğan’a seslenen bir kadın ise, “20 senedir ben bu devlete oy veriyorum karşılığı bu olmamalıydı. Yardım istiyorum görsün bizim halimizi. Bize ellemesinler, biz bu köyü seviyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARIMIZI BU TOPRAKLARDAN OKUTTUK”
60 büyükbaş ve 700 küçükbaş hayvanı olduğunu belirten başka bir köylü kadını ise,
şöyle konuştu:
*Bu kepçeler bugün durmazsa ben bu hayvanlarımı telef edeceğim ya da intihar edeceğim. Bir senedir haykırıyoruz bize el uzatın diye. Bize bir el uzantın ne olursunuz.
*Size yalvarıyorum. Tek geçim kaynağımız burası. Bizim hiç imkanımız yok. Akşam yastığa başımızı koyamıyoruz cumhurbaşkanım. Emine hanım ne olursun bize yardım edin.
*Çocuklarımızı biz bu topraklardan okuttuk. Başka gelirimiz yok. Bizi ne vali, ne kaymakam ne de belediye başkanı dinliyor.
*Bizi devletin askerleriyle baş başa koydular. Biz askerlere elimizi kaldırmıyoruz. Söyleyecek kelimem kalmadı.
“DOMATES DİKMEYE YERİMİZ YOK”
Topraklarını kurtarmak için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerini söyleyen başka bir kadın ise, “Tarlalarımızı elimizden aldılar. Kaymakam bize böldü verdi, devlet suyumuzu getirdi. O kadar ağaçlarımızı devirdiler daha bizim bir domates dikmeye yerimiz yok. Bizim hayvanlarımızı salmaya yerimiz yok. Benim dört tane öğrencim buranın geliriyle okuyordu. Bamyayı buraya ekiyordum, mısırı buraya ekiyordum, ekinimi buraya ekiyordum. Oturuyorum burada kış günü böyle oturulur mu soğukta yaş toprakta” diyerek yardım istedi.
“NEREDESİNİZ CUMHURBAŞKANIM?”
Devlet büyüklerinden kendilerine el uzatmasını isteyen köylü kadını ise, “Emine hanım Cumhurbaşkanım görün halimizi. Bu kime vali? Cumhurbaşkanım bu ne? Bu adalet mi Cumhurbaşkanım? Neredesiniz? Bu başkan nerede, bu vali nerede, bizi niye görmüyorlar bizi neden duymuyor? Bu ne? Bu halimiz ne olacak bizim? Biz toprağımızı istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Biz toprağımızı köyümüzü seviyoruz. Başka bir şey istemiyoruz” diyerek isyan etti.